20 Aralık 2008 Cumartesi

Sağlıklı kilo vermenin tüyoları

Sağlıklı kilo vermenin tüyoları Hospitalium Haznedar Hastanesi Diyetisyeni Fatma Koçak yiyerek nasıl zayıflanabileceğine ilişkin ipuçları verdi. Koçak'ın önerilerini herkes rahatlıkla uygulayabilir…

Sağlıklı bir şekilde kilo nasıl verilir?

Günü 6 parçaya bölerek, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar besin tüketilmeli, küçük ve masum görünen fakat yağ ve şeker içeriği yüksek; yükte hafif pahada ağır ikramları geri çevirin.

Vücudun yağ ve kas dengesini sağlamada doğru beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivite de önemlidir. Beraberinde bir egzersiz programına başlamak ve mümkünse bunu hayat boyu bir alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bu mümkün değil ise, gün boyu hareket halinde olunmalıdır. Gün içerisinde hareketliliği sağlayacak kısa yürüyüşler, merdiven çıkma gibi fırsatları değerlendirin.

Örneğin masanızda sürekli su bulundurmaktansa, arada bir kalkıp mutfağa gidin ve su için. Dikkat edin; eğer bunu yapmaya bile üşeniyor ve başkalarından rica ediyorsanız; hareketsizliğe alışkın olabilirsiniz.

Yiyerek nasıl zayıflanır?

Kişiden kişiye ve yenilen besinlerin içeriğine göre değişmesine rağmen yemek yedikten 3-4 saat sonra kan şekeri düşer ve karnımız acıkır, bir şeyler yeme isteği duyulur. Biz diyetisyenlerin "az miktarda ve sık sık yemek yiyin" önerimizin temelinde bu yatar. Çünkü iş yoğunluğu veya başka meşguliyetler sebebiyle 6-7 saate varan açlıklar sonucunda dayanılmaz bir açlık duygusu ve hızlı yemek yeme bir araya gelir.

Kısa bir süre içinde, o an için vücudun ihtiyacından çok daha fazla besin tüketilir. Metabolik faaliyetler sonucunda alınan kalorinin bir kısmı kullanılır. Ancak fazlası elbette ki, depolanır. Bu durum sık sık tekrarlanırsa, kilo alma kaçınılmazdır. Bu nedenle 2-3
saatte bir besin tüketmek günlük besin alımının frenlenmesine yardımcı olur.

Diyetlerde su tüketimi artırılır bunun nedeni nedir?

Su, yetişkinlerde vücudun toplamda yüzde 55-60'ını oluşturur. Hayati sıvı denilen kanın yüzde 90' ı, kasların yüzde 75' i, kemiklerin yüzde 25' i ve hatta yağlarınenerji için depolandığı dokunun dahi yüzde10 ila 30' u sudan oluşmaktadır. Bu nedenle vücudun ihtiyacı olan besin ve besin öğelerini alırken, yeterli miktarda suyun da alınması gerekir. Kilo verme esnasında metabolik artıkların uzaklaştırılması için, kilo alma esnasında da hücre yapımı için yeterli miktarda su alınması şarttır.

Kısa sürede kilo vermenin zararları nelerdir?

Yapılan araştırmalar, kısa sürede kilo vermek için günlük alınan kalorinin aşırı derecede kısılması sonucunda, yağ kaybının yanı sıra kas kaybının da fazla olduğunu göstermektedir. Vücudun iskelet kasları dışında kalbin de yapısı kastır. Dolayısıyla tüm bu dokuların kas kitlelerinde azalmalar olmaktadır.

Uzun vadede ise, iç organların zarar görmesi mümkündür. Kaldı ki, hayat boyu kalorisi çok fazla kısıtlanmış bir diyete uyulması imkansızdır. Kilo verdikten sonra düşük kalorili diyetler bırakılır ve sofralar tabir yerindeyse donatılır. Egzersizler azaltılır. Verilen kilolar da aynen ve bazen daha fazlasıyla geri alınır. Geriye gözle görülmeyen ve uzun vadede anlaşılacak tahribatlar

19 Aralık 2008 Cuma

Uykusu az çocuk obur olabiliyor

Uykusu az çocuk obur olabiliyor

Rüyaların da yer alabildiği uyku olan "HGH: Hızlı Göz Hareketi: REM" uykusu az çocukların, oburluğa (obezite) daha yatkın olabileceği bildirildi.

ABD'nin "Western Psychiatric Institute-Clinic" hastanesinden ruhbilim uzmanı Dr. Xianchen Liu'nun "Archives of General Psychiatry" dergisinde verdiği bilgeye göre, 335 çocuk üzerinde yapılan araştırma, HGH uykusunu tam uyumayan çocukların uyanık hayatlarında oburluğa daha yatkın olabildiklerini ortaya koydu.

Üç gün boyunca beyin dalgalarını elektronik aygıtla izleyen uyku deneyine alınan çocuklar ve gençler 7-17 yaşlarındaydı.

HGH uykusunun düzeltilmesi için anne babaların çocuklarının düzenli uyku saatine tam önem vermeleri tavsiye ediliyor. Hafta sonunda da uyku saatinin düzeninden ayrılmamak gerektiği özellikle hatırlatılıyor.

Şişmanlık hastalık kabul edildi

Şişmanlık hastalık kabul edildi

Arjantin senatosu, obezite (şişmanlık) ve diğer yeme bozukluklarını, ulusal kamu ve özel sağlık bakım programlarına dahil edilecek hastalıklar olarak niteleyen yasa tasarısını onayladı.

Senatoda ''Obezite Yasası'', şişmanlık ile yeme bozuklukları olan anoreksi ve bulimiyle mücadelenin ulusal çıkar olduğu belirtilerek, oy birliğiyle kabul edildi.

Yasanın daha önce meclisin alt kanadından geçtikten sonra senato tarafından da onaylanmasıyla, bu hastalar Arjantin sağlık programları kapsamında tedavi olabilecekler.

Yasa ayrıca basın yayın organlarının, bir sağlık uzmanı tarafından desteklenmeyen rejim programları yayınlamasını yasaklıyor ve yüksek kalorili gıdalara uyarı etiketi konmasını öngörüyor.

Obezler için makarna üretildi

Obezler için makarna üretildi

Gıda sıkıntısı çekilen Kuzey Kore'de, "acıkma hissini geciktiren" bir makarna türü geliştirildiği belirtildi.

Japonya'da yayınlanan, Pyonyang yönetimine yakın olduğu belirtilen "Choson Shinbo" adlı bir gazetede yer alan haberde, Uzakdoğu makarnası olan "noodle"ın geliştirilen yeni türünde normalden 2 kat fazla protein ve 5 kat fazla yağ içerdiği savunuldu.

Haberde, "buğday ya da mısırdan yapılmış sıradan 'noddle' tüketildiğinde bir süre sonra miğdenin boş gibi hissedildiği, ancak soya fasulyesinden üretilen yeni türün bu acıkma hissini ertelediği" ifadesi yer aldı. Haberde, bu ürünün yakında Kuzey Kore'nin her yerinde bulunabileceği belirtildi.

Kendine yetecek besini üretemediği için dış yardıma bağımlı olan Kuzey Kore'de, 1990'lardan bu yana 1 milyon civarında kişinin gıdasızlıktan öldüğü tahmin ediliyor.

Dünya Gıda Programı, geçen ay yaptığı açıklamada, 2007'deki şiddetli yağışların ardından Kuzey Kore'de, 6 milyon kişinin acil gıda yardımına muhtaç olduğu uyarısında bulunmuştu.

Kendi yaptığı ilaçla 37 kilo zayıfladı

Kendi yaptığı ilaçla 37 kilo zayıfladı

Şahinbey ilçesi Kocaoğlan Mahallesi Muhtarı Fehmi Durur, 4 bitkiden yaptığı ilaçla 10 ayda 37 kilogram zayıfladı.

Kilolarından kurtulmak için denemediği yol kalmayan Fehmi Durur, bir arkadaşının tavsiyesi ile Malatya'dan getirttiği 4 bitkiden karışım yaptı. İlacı her sabah aç karnına kullanmaya başlayan Durur, 10 ayda, 143 kilogramdan 106 kilograma düştü.

Durur, hiçbir rahatsızlığının olmadığını, aksine daha önce tansiyon hapı kullanırken şimdi bu hapa ihtiyaç duymadığını dile getirdi.

Adını vermediği bitkisel karışımlardan yaptığı ilaçla zayıflamayı başaran muhtar, bir anda şişmanların ilgi odağı oldu. Kısa sürede bu kadar zayıflamasına inanamayan çok sayıda vatandaş, Durur'un kapısını aşındırmaya başladı.

Kilo vermek için çok uğraştığını belirten Durur, "Çalmadık kapı bırakmadım. Kilo vermeyi kafama koymuştum. Denemediğim yöntem kalmadı. Hatta mideme kelepçe bile taktırmayı düşündüm. Ancak bazı arkadaşların kelepçeden memnun olmadığını öğrenince vazgeçtim. 10 yıldır zayıflamak için mücadele ediyorum. Sonunda zayıflamayı başardım." dedi.

Daha önce fazla kiloları nedeniyle nefes alamayacak duruma geldiğini hatırlatan Durur, "Yürürken üzerimde bir yük varmış gibi hissediyordum. Kendi kendime bir karar verdim. Karışım yaptığım ilacı kendimde uyguladım. Ortalama 10 aydan beri kullanıyorum. Hiçbir yan etkisini görmedim. Sağlığım ikiye katlandı. Yürümemde, oturmamda büyük bir rahatlık hissediyorum. Üzerimden büyük bir yük kalktı. Kuş gibi hafifledim." diye konuştu.

Kullandığı ilacın tek taraflı olmadığını, sabahleyin aç karnına ilacı içtiğini, öğleye kadar yemek yemediğini anlatan Durur, şunları söyledi: "Vücudumda sarkmalar başladı. Perhiz tutarak yaptım, çaya şeker atmayı bıraktım. Yemem aynı, ancak biraz azalttım, akşam yemeğimi de yiyorum. Zayıfladığımı görenler önce hasta olduğumu zannetti. Konuyu anlatınca şaşırdılar. Eskisiyle şimdiki halim arasında dağlar kadar fark var."

2 saatte 4 litre su içen kadın öldü

2 saatte 4 litre su içen kadın öldü

İngiltere'de yaşayan 40 yaşındaki Jacqueline Henson, LighterLife şirketinin 25 kilo zayıflamasını vaat eden diyet planını yanlış uygulayınca hayatından oldu. Her gün 4 litre su tüketilmesini öngören diyeti abartan Henson iki saatten az bir sürede 4 litre su içince bilincini kaybetti. Ertesi gün de öldü.

Bay Henson 17.00'de eve gelen eşinin, kısa sürede 2 şişe su içtiğini ve yaklaşık 6 saat sonra fenalaşarak banyoya gittiğini kızının çığlıkları üzerine yanına koştuklarında ise nefes almadan yerde yattığını gördüklerini anlattı.

Acılı eş, LighterLife'ın müşterilerine tüketemeyeceği kadar çok su içmeleri yönünde yanlış öneride bulunduğunu söyleyerek şirketi suçladı.

Şirket yetkilileri ise diyetlerinin 4 litre suyu tüm gün içinde tüketilmesine bağlı olduğunu açıklayarak kendilerini savundu. Söz konusu diyet, 12 haftada 25 kilo vermeye yönelik bir program.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri şirketle ilgili soruşturmanın ardından Jacqueline Henson'ın kazayla öldüğü yönünde rapor verdi. Otopsi raporuna göre bayan Henson beyin felci geçirdi. Sağlık Bakanlığı'ndan Roger Whittake, kısa sürede 4 litre su tüketmenin ölümcül sonuçlara yol açacağı uyarısında bulunarak suyun az miktarda ve sık içilmesi gerektiğini vurguladı.

Obezite artık 'çağın hastalığı' değil

Obezite artık 'çağın hastalığı' değil

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezinde (KÖGEM) bilim adamları, obezitenin (vücutta aşırı yağ dokusu birikimi) bir kök hücre hastalığı olabileceğine ilişkin önemli kanıtlar elde etti.

Organizmada insülin salgılamadan sorumlu hücreler ile kök hücreleri birlikte kültür ettiklerinde kök hücrelerin yağ hücrelerine dönüştüğünü tespit eden KÖGEM Müdürü Prof. Dr. Erdal Karaöz başkanlığındaki bilim adamları, ön bulguları deneysel hayvan çalışmalarıyla kanıtlarlarsa yüksek tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların ana nedeni olarak kabul edilen ''çağın hastalığı'' obezitenin engellenmesine yönelik yeni bir bakış açısı sağlamış olacak.

Karaöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KÖGEM laboratuvarlarında gerçekleştirdikleri çalışmalarda gelecekte birçok hastalığın tedavisi için umut olarak görülen kök hücrelerin, aynı zamanda obezitenin de nedeni olabileceğine ilişkin önemli kanıtlara ulaştıklarını bildirdi.

Kök hücrenin en fazla karın ön duvarındaki (Abdomen) yağ dokusunda bulunduğunu ifade eden Karaöz, özellikle belli yaşlardan sonra ''kötü'' beslenme, çok yemek yemeye bağlı pankreastan fazla miktarda insülin salgılanması, spor yapmama gibi nedenlerle söz konusu bölgedeki yağ dokusunun arttığını, bunun halk arasında ''göbeğin yağ bağlaması'' olarak adlandırıldığını belirtti.

''OBEZİTE BİR KÖK HÜCRE HASTALIĞI MI?''

Karbonhidrat ağırlıklı ''kötü'' beslenmeyle pankreastan fazla insülin salgılanması sonucu özellikle göbek bölgesindeki yağ oranının artığını anlatan Karaöz, bunun bugüne kadar obezitenin önemli nedenlerinden biri olarak kabul edildiğini vurguladı.

Ancak bu olayın hangi mekanizmalarla gerçekleştiği, yağ hücresi sayısının mı, yoksa hücrelerdeki yağ oranının mı artırdığı konusunda görüş birliği olmadığını dile getiren Karaöz, şunları söyledi:

''Laboratuvarlarımızdaki hücre kültür deneylerinde organizmada insülin salgılamadan sorumlu BETA hücresi olarak adlandırılan hücreler ile kök hücreleri birlikte kültür ettiğimizde ve bu hücrelerden insülin salgılanmasını düzenli, sürekli uyardığımızda kök hücrelerin süratle yağ hücrelerine dönüştüğünü tespit ettik.

Günümüzde, organizmamızda birer bekçi gibi hemen her doku ya da organımızda bulunan, doku ve organlarda oluşan hasarları tamir eden ve yakın bir gelecekte başta nörodejeneratif hastalıklar, periferik damar hastalıkları ve kalp hastalıklarının yenileyici tıp dediğimiz hücresel tedavilerinde kullanılacak kök hücrelerin, özellikle de yağ dokusunda bulunanların aslında obeziteden de sorumlu olabileceğine ilişkin önemli kanıtlara ulaştık.''

''İNSÜLİN SALINIMI KONTROL EDİLEBİLİRSE...''

Obezite konusunda genetik faktörlerin de rol oynadığını dile getiren Karaöz, şöyle devam etti:

''Araştırmalarımızda pankreasın insülin salgılanmasını denetleyerek obezitenin önüne geçilebileceğine ilişkin bulgular elde ettik. Genetik faktörler obezitede rol oynasa da birey yeme alışkanlığını düzenleyerek, yani daha az miktarda sık aralıklarla yemek yeme alışkanlığı edinerek pankreastan salgılanan insülün düzeyini kontrol edebilirse obezite engellenebilir. Böylelikle, obeziteye bağlı ileride gelişebilecek insülin direnci ve klinik olarak diyabetle sonuçlanabilecek olaylar zincirinin önüne geçilebileceğini düşünüyoruz. Bu ön bulguları deneysel hayvan çalışmalarıyla da ortaya koyduğumuz takdirde obezitenin nedenleri arasında kök hücre olgusunun da tartışılabilecek düzeye geleceğini inanıyoruz.''

Prof. Dr. Erdal Karaöz, obezite ve kök hücre ilişkisine ait bulgularının şişmanlığın nedeniyle ilgili bilinenlere yeni boyut kazandıracağını da kaydetti.